Türkiye Kükürt Dioksit (SO₂) Raporu

Anlık Kükürt Dioksit Konsantrasyonları ve Sağlık Etkileri

Giriş: Kükürt Dioksit Nedir?

Kükürt dioksit (SO₂), keskin, çürük yumurtayı andıran boğucu bir kokuya sahip renksiz bir gazdır. Ana kaynağı, kükürt içeren fosil yakıtların (özellikle kömür ve fuel-oil) yakılmasıdır. Atmosferde su buharı ve diğer bileşiklerle reaksiyona girerek sülfürik asit oluşturur, bu da asit yağmurlarının ana nedenlerinden biridir. Ayrıca, atmosferde ince sülfat partiküllerine (bir tür PM2.5) dönüşerek hem insan sağlığı hem de görüş mesafesi üzerinde olumsuz etkilere yol açar.


Türkiye'deki Ana Kaynakları

Türkiye'de SO₂ emisyonlarının büyük bir bölümü belirli endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanmaktadır: 1. Termik Santraller: Elektrik üretimi için, özellikle yüksek kükürt içerikli yerli linyit kömürünü yakan termik santraller (örneğin Afşin-Elbistan, Yatağan, Soma), en büyük SO₂ kaynaklarıdır. Bu santrallerin çevresindeki bölgelerde SO₂ konsantrasyonları ulusal ortalamanın çok üzerine çıkabilmektedir. 2. Endüstriyel Kazanlar ve Süreçler: Petrol rafinerileri, metal izabe tesisleri (bakır, kurşun vb.) ve çimento fabrikaları gibi endüstriyel tesisler de önemli SO₂ yayıcılarıdır. 3. Ulaşım: Özellikle kükürt oranı yüksek dizel yakıt kullanan gemiler ve bazı eski model ağır vasıtalar da SO₂ emisyonlarına katkıda bulunur.

Türkiye'de Güncel Durum Analizi

Türkiye'deki anlık Kükürt Dioksit verileri, kirliliğin büyük ölçüde linyit kömürüyle çalışan termik santrallerin ve ağır sanayi tesislerinin bulunduğu bölgelerde kümelendiğini göstermektedir. Denizli gibi bir sanayi şehrinde anlık değerin 29.2 AQI gibi çok yüksek bir seviyede olması, bu noktasal kaynakların yerel hava kalitesi üzerindeki ezici etkisini kanıtlamaktadır. Bu bölgelerdeki SO₂ seviyeleri, Türkiye ortalamasının ve uluslararası sağlık limitlerinin katbekat üzerine çıkabilmektedir.

Sağlık Üzerindeki Etkileri

Kükürt dioksit, solunum sistemi üzerinde oldukça tahriş edici bir gazdır. Solunduğunda, solunum yollarının yüzeyindeki nemle birleşerek sülfürik asit oluşturur ve bu da doku hasarına yol açar. Kısa süreli yüksek konsantrasyonlarda SO₂'ye maruz kalmak bile, özellikle astım hastalarında, solunum yollarının aniden daralmasına (bronkospazm) neden olarak şiddetli nefes darlığı krizlerini tetikleyebilir. Diğer etkileri arasında öksürük, hırıltı ve göğüste sıkışma hissi bulunur. Çocuklar ve yaşlılar da SO₂'nin etkilerine karşı daha hassas olan gruplar arasındadır.

Sonuç ve Öneriler

Türkiye'de SO₂ kirliliğiyle mücadele, öncelikle büyük endüstriyel kaynaklara odaklanmayı gerektirir. Termik santrallerde ve büyük fabrikalarda Baca Gazı Desülfürizasyon (BGD) sistemlerinin kurulması ve etkin bir şekilde çalıştırılması zorunludur. Enerji üretiminde kömürden doğal gaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına (güneş, rüzgar) geçişin hızlandırılması, uzun vadeli en kalıcı çözümdür. Ayrıca, endüstride ve ulaşımda daha düşük kükürtlü yakıtların kullanılması da emisyonların azaltılmasına yardımcı olacaktır.


Kaynakça

  • World Health Organization. (2021). WHO global air quality guidelines: Particulate matter (PM2.5 and PM10), ozone, nitrogen dioxide, sulfur dioxide and carbon monoxide. https://www.who.int/publications/i/item/9789240034228
  • U.S. Environmental Protection Agency (EPA). (t.y.). Sulfur Dioxide Pollution. https://www.epa.gov/so2-pollution
  • TMMOB, Çevre Mühendisleri Odası. (Çeşitli Yıllar). Hava Kirliliği Raporları. (İlgili raporlar için odanın web sitesi incelenebilir).